17 Şubat 2008

Susesi Otelin adı Neden SUSESİ?

17 Şubat 2008 pazar sabahı 8'e çeyrek kala kalktım.
Bir önceki geceden yorgun olmama rağmen güzel bir sabahtı.
8:45 civarlarında otelin havuzuna indim.
Topu topu 2 kişi vardı...
Yarım saat havuzda yüzdükten sonra, doğru saunaya gittim.
Zaten tek başımayım içerisi 87 dereceye attım havluyu uzandım.
İnanılmaz bir rahatlama, saunada tekbaşıma 15 dakika geçirdikten sonra şok duşu (orijinal adı nedir bilmiyorum ama bu adı ben taktım şimdi) girdim.
Allahım olmaz böyle bir duygu, 30 saniye zor dayandım. Zamanı saymak ta zor. 1 deyip bir vuruşu bir ayak vuruşu, ardından 2 el ayak derken 30 da tüm soğuk suyu kapadım. Dışarı çıktığımda ise halen sıcak sıcak terliyordum.
İki bardak ılık su içtikten sonra da 15 dakika buhar banyosu...
Çoktandır bu kadar terlememiştim.

Amaaaa sonrasındaki keyif herşeyi tamamladı. Doğru hamama.
Ortalık bomboş tek ben varım. Sessizliği tarif edemem. Tek ses 2-3 saniyede bir damlayan bir damla suyun sesi ve akisleri. Çoktandır bu kadar huzur duyduğumu hatırlamıyorum...
Demek ki ara sıra insanın böyle tek başına kalması gerekiyormuş...
O an aklıma geldi, gerçekten 'Susesi Otel' ne demekmiş anladım...
Yıkanıp paklanıp giyindikten sonra kahvaltı için aşağı inmem 11 oldu.
Tabi kahvaltı bittiği için, bir tek garsonlar vardı.
Otelin çalışanları konuksever insanlar, sorumlusu sağolsunlar bir tabak, talaş böreği, su böreği, açma, ıspanaklı börek verdiler, bir de ılık bir bardak çay ile onları bitirmişim ki keyfimi, kelimelerle anlatmama imkan yok...

Böyle biryere ara sıra kaçmak gerek sanıyorum.

Hakan ŞENGÜL.
17 Şubat 2008
Susesi Otel Hayal Kafe...

Turkcell Antalya Susesi Otel.

Turkcell Kurumsal toplantısı için Antalyaya geldik.
Susesi otel diye bir yerde kalıyoruz. Otel güzel nezih ve büyük. Yemekleri, ikramları da güzel.

Günden güne daha çok 'Polyanna' yı anlamaya başladım.
Kaldığımız oda tekerlekli sandalye kullanan kişilere uygun dizayn edilmişti. Küveti yok, giriş katı vs vs gibi özellikleri var, amaç sadece uyumak ve konaklamak olduğuna, engelli olmadığım için şükrettim ve odayı sevmeye başladım.
Aslında kullanım kolaylıkları da yok değil. Klozetin yanında tutunma demirleri var, duşa girerken eşyaları koymaya yarıyor...

Organizasyon çok güzeldi.
Özellikle Cuma gecesi RIM eğlencesini unutamayacağım.
Her ne kadar bitkin olsam da 23 te Seçille konuştuktan sonra uyuyamadım, arkadaşları bi kolaçan etmek için gittim ben de kaldım... Gerçekten de 'Bay J' gösterisi güzeldi. Parçaları da çok güzeldi... Uzun süreden beri böyle keyifli bir gece geçirmemiştim güzel oldu...

Yönetici olmak bazen kolay bazen zor.
Hele hele sorumluluklarınızı yönetmeyi becerebilmek ise başlı başına bir beceri.
Bu çalışma gezisi bana yine pekçok şeyi öğretti/hatırlattı.
*Bazen görüp ama görmemeyi.
*Çalışma arkadaşların için ufak tefek jest ve kolaylıklar yapmayı ve bunu göstermemeyi.
*Grup içindeki davranışları inceleyip yorumlamayı, gelecekteki davranışlar için altyapı hazırlamayı.
*Eğitmeyi.
*Sert olmadan, çok ta yumuşamadan arayı bulmayı.
*Durumları yönetmeyi.

Sanırm bunların toplamı erdemli olmayı gerektiriyor. Daha yeni yeni öğreniyorum.
İlginç bir zamanda Allah'ın isimleri ve anlamlarını düşünmeye başladım.
Hiç düşündünüz mü? Allahın 99 ismi vardır ama içinde ALLAH veya TANRI kelimeleri geçmez.
Aslında bu 99 özellik içindeki bazı özelliklerden bir veya birkaçı insanlarda bulunur.
Bu özellikler ne kadar fazla ise ona çok iyi insan demeye başlarız.
Hiçbir canlıda bu 99 özellik toplanamayacağı için de Allah olamaz.
Birden bu beliriverdi aklımda. Erdemli olmak nedir? derken.

Yine de kendini bilmek farklı bir olgu...
Kısaca bunları düşündüm, yazdım, arz ederim...