28 Mayıs 2014

Şifreleme Yani Kriptografi


Hayat şifreli gerçeklerle dolu...

Gaza geldim yine bir yazı yazma  isteği doğdu içimde...

Şifreleme konusunda nereden geldi ise aklıma Philip Zimmermann geldi.
Kendileri PGP nin yaratıcısı olup, hemen hemen endüstri ve kişisel kullanımdaki en başarılı şifreleme algoritmalarını yazmış idi. Hatta 2000 yılında Türkiye'den çekemediğim için Amerika'daki arkadaştan istediğim bir programdı :)

Yıllar içinde abinin öyküsünü izledim, hükümet ile yıllarca davalık olduğunu, şifreleme algoritmasını yurtdışına verilmemesi yönünde davalarının görülmesi, yurtdışındaki arkadaşlarına nasıl gönderdiği gibi konuları ilginç idi.

Nasıl ki 1995-2000'li yıllarda "Büyük Birader" çoğu kişiyi izliyorsa, biz de 1997 de şirket "admin" in bizim mailleri izlamesine gıcık olup bir grup arkadaş tarafından kendi "public key" lerimizi oluşturup e-posta gönderdiğimiz zamanlardı...

Daha sonra Philip abi PGP yi sattı danışmanlığa geçti...
Eeee şirketler kendi bilgilerini saklamak istiyorlardı. Başkalarının eline geçmesini istemedikleri gibi ta 2. dünya savaşındaki ENIGMA makinesinden beridir. Şifre kırma için de dünyaları harcıyorlar... Bu Amerikalıların NSA sı da aslında 1940 sonrası yükselişe geçmiş durumda idi. Asıl ilginci Enigma'nın ilk patentinin 23 Şubat 1918 de alınmış olmasıydı...
Zaman içinde geliştirilen Enigma 2. Dünya savaşında Almanlar için büyük avantaj sağlamıştı... Kırılması için de yine bir selamlama kelimesi yetmişti... (her mühendislik harikasının mutlaka basit bir açığı vardır derler mühendisler :)) )

İşte bu zamandan sonra doğru kişilerin doğru mesajların okuması için ha bire şifreleme algoritmaları geliştirmeye çalışıldı... Hatta Dan Brown'un Dijital Kale'sini okuyanlar bu işin heyecanlı boyutunu da fark etmişlerdir.

Günümüzde de şifreleme teknikleri kim bilir ne durumda???
İşte PGP benim için bu nedenle anılarla dolu. O zamanlar 64 bit internet standardı vardı. Hatta 1996'lı yıllarda Garanti Bankası BROKAT güvenlik sistemin kullanırdı. Yine Alman yapımı bir şifreleme idi... Aslında TÜNELLEME demek daha mantıklı olacak. Güvenli bir tünelde bilgilerin gidip gelmesi internet'in şifreleme nimetlerindendi...
Askere giderken bi eleman 48 saat gibi bir zamanda kırmayı başarmıştı bilgilendirmeleri vardı. Günümüzde de kullanılan bu 128 bit kullanılması ise kırılmasının 1915 yılda falan kırılabileceği vs konuşmaları yapılırdı (yıl 2013) 

Zaman geçti, 64 ler oldu 72 ...80... 104... 128, Brokat battı, yerine yeni firmalar çıktı, ortalık şifreleme ve NSA skandalları ile doldu... 
Şirketler halen kendi sırlarını saklamak için çeşit çeşit yollar denemeye devam ediyor.

Kısacası hala gizlilik konusunda bir sürü çalışmalar yapılırken ülkemizde de anti-gizlilik kanunlarla korunmakta :)))  araştırın göreceksiniz. :)

Bununla birlikte özel hayatın gizliliği konusunda -gerçektende- gazetecilerimiz çok başarılı paparazzi kelimesini çıkaran biz Türkler olmadığımız gibi başarılı uygulamalara imza atan yine bizleriz.
Ünlü kişilerin ne halt yedikleri, neler yaptıkları, nerelere gittikleri vs vs vs özel hayatın rahatlığını hiçe sayarak açıkladıkları için çoook öndeler.
Arkasına sığındıkları ise; Topluma mal olmuş kişilerin yapılarını ifşaa etmek bir haber -miş-.
Yerim ben sizin haberinizi. Bırakın kardeşim rahat rahat dolaşıp gezsin insanlar...

Toparlarsak, gizleme ihtiyacı olan sırf ihtiyaçtan değil aslında. 
"Gıcıklık" tan. 
Birinin sizi dinlediğini/izlediğini/okuduğunu bilirseniz gıcıklık için gizlemeye başlarsınız :))))
Sanırım Zimmermann da bu nedenle başladı bu işe.
Nasıl ki Roma zamanında beridir bu şifreleme teknikleri var (bakınız sopa ve bez şifrelemesi) insanları birşeyleri birşeylerini gizleme isteği oldukça, gizleme ve kırma, siyahlarla-beyazlar, iyiler-kötüler, ying-yang gibi var olmaya devam edecek.
Kalın Sağlıcakla

Alkacılğas Nılak