8 Aralık 2009

Duru ve İnatçılık

Duru'nun inat zamanları geldi çattı.
Bizim kız kış ortasında giyinmek istemez, bir tek body ile gezmek ister, çorap giymek istemez vs vs vs. Hadi yapmak istemediği işlerin tersini söyleyip bazen anlaşıyoruz da, kış ortasında çorap giymeden dolaşınca ayakları üşüyor...
İşte bu noktadan sonra ben de kopmaya başladım, evdeki herkeste giyin dediği halde "giyinmicem" diyerek itirazlarını sıralıyor.

Önce iyice anlattım. Çorap ve kıyafetlerini giymezse hastalanacağını, yerlerin soğuk olduğunu, hastalanırsa bizlerin çok üzüleceğini belki 10 kez konuştuk.
Halen giymek istemediği gibi, giydirdiğimiz çoraplarını da çıkarıyor. Artık akşam iyice kopmuşum, kulağından azıcık çektim. Ağladı...
Onun mu benim mi canım yandı anlamadım... Benim kulağım halen acıyor desem yeridir.

Sanırım burda korkulması rolü bana biçildi...

2 Şubat 2009

Kuşak Çatışması

Bugün aklıma gelenler ve daha sonra bir abim ile konuştuklarımda pekiştirdiğim birkaç düşüncem oldu.

Bira futuristik düşünce gerçi.

Bizim kuşak doğumlularının (73) yaşadığı kuşak çatışması ile bizim çocuklarımızla yaşayacağımız kuşak çatışmasının aynı olmayacağını düşünüyorum. Bizim çatışmamız daha büyük olacak...

Bu nereden aklıma geldi?
Annem ile bazı konularda sık sık tartışırız.
Genellikle de onun tecrübelerini mutlaka uygulamam gerektiği konularında daha çok su yüzüne çıkar.
Konuşmalarda ve yaptıklarımızda da kendi savunduğu fikrin eskiliği ve düşüncelerinin çalışmadığını gördüğünde farklılaşır kızar. Bu genelde çevremdeki büyük-küçüklerin arasında benzer şekilde ortaya çıkmakta.

Bu benim -veya Seçil'in- Duru ile ilişkilerinde veya daha net söylersem "Kuşak Çatışmasında" nasıl olacak diye ara sıra düşünürüm.
Kaldı ki Duru daha 2 yaşında olmadan annesine kafa tutmaya başladı bile. Hatta bazen mutfakta kabahat yaptığında bunu anlayıp salona kaçmasında bile görüyorum :)

Gelelim bunu düşünmemdeki nedene, günümüz bilgi bombardımanı bizim çocukluğumuzdaki gibi değil. Şimdiki çocuklar bilgiye daha hızlı ve çabuk erişebiliyorlar. Bizim zamanımızda Radyo-TV ve ansiklopedilerimiz vardı. Şimdi ise internet ve cep telefonu. Dolayısı ile aradıkları bilgiye (yalan/yanlış veya doğru) daha çabuk ulaşabiliyorlar.
Duru daha bir yaşını henüz aşmış iken, açık-kapalı cep telefonunu anlayıp, açık olanla oynamak istiyordu. Bilgisayarı kucağıma oturup fareyi nasıl kullanması gerektiğini öğrendi.
Dolayısı ile benim ailem ile aramdaki bilgi açıklığı, bizim çocuklarımızla aramızdaki bilgi açığına göre daha az olacak. Aynı şarkıda ki gibi "anneni daha sık anımsıyorsan veya anlıyorsan..."
Bugün bunu bir abim ile de konuştuk. Oğlu ile bu çatışmayı ara sıra yaşıyor. Onun düşüncelerini de anlamaya çalışıyor. Bizim avantajımız, global bilgi çağını son anda yakalamış olmamız sanırım. Bazı araç gereçleri daha sonradan öğrendik. Gsm Telefon bizim zamanımızda çıktı ('94), Türkiye'de internet bizim zamanımızda popüler olmaya başladı ('96).
Bunlar çıktığında biz yetişkindik. Bizim çocuklar ise bunlarla büyüyecek...
Kızım doğduğunda dijital fotoğraf makinesi ile resim çekilmeye başladı, şimdi 25.000 kare fotoğrafı var nerede ise. Bizde ise 36 lık filmler bile yoktu. 12 lik o büyük formatta üstten bakmalı makineler ile fotoğraf çekiyorlardı, hem de siyah beyaz.

Bu teorim için bekle ve gör den başka seçenek yok :)