18 Şubat 2014

Çanakkale...

Nedense bugün yine hüzünlenme zamanı...

Dikkat ettim son zamanlarda ne zaman yazsam neşeli şen şakrak olmamış.
Bu akşam ki de daha da başka.
Aslında yeni keşfettiğim bir grup video beni bu hale getirdi...
İzleyin. Sonra okursunuz.



Yıl 2002, çalışmıyorum o yaz.
Para var (tazminatı almışım), valideden de arabayı aldım (98 Doğan), Bonus Kart'ta da puanlar  birikmiş. (benzin için lazım) 
Çıktım yola. Doğru Gelibolu. Yiyecek içecek doldurdum arabanın bagajına. Ayağımda botlar, kısa yürüyüş pantolonum, safari gömlek, başımda şapka, sırtımda çanta. Yürü oğlum Hakan git dedelerinin mekanına dedim. Aylardan Ağustos.
Muhteşem üç gün geçirdim. 
Yürürken anam ağladı, hemen hemen uğramadığım şehitlik kalmadı. 10 kişi şehit olmuş. Mezarlarını oraya kazmışlar. İsimlerini yazmışlar, Allah hepsine gani gani rahmet eylesin.

57. Alay Şehitliği, Bu kadar ağladığımı anımsamıyorum. 
Gezerken birkaç Anzak torunu grubu ile karşılaştım. İnanılmaz saygılılar, sessiz huşu içinde onlarda dedelerine gelmiş. Rehberleri eşliğinde geziniyorlar... Bir ara kulak misafiri oldum. Mutafa Kemal'den bahsediyordu. Arıburnu'nu anlatıp, Yalnız Çam  (Lone Pine) den bahsederlerken o kadar sessizdiler ki anlatamam. 
Birazdan bizim Türk Grubu geldi. Ümraniye Belediyesi yanlış hatırlamıyorsam.  Bizim Türk rehber anlattı... Yalnız ağaç vs vs. Bir tek kelimesinde Mustafa Kemal'in geçmeyişi çok şaşırtıcı idi. İçime oturdu. Her ne olursa olsun. Tarih kendine göre yorumlanamayacağı gibi, eksik te anlatılmamalı. 
Aynı testideki küçük bir çatlağın nasıl ki tüm testideki suyun dökülmesine sebep olacağı gibi veya araba camındaki küçük bir çatlağın nasıl ki tüm camı boydan boya kıracağı gibi, bu olay da Çanakkale savaşlarının önemli bir noktasıdır... 
http://www.anzacsite.gov.au/2visiting/tr/trtouranzac4.html adresinde, -ki Avusturya devlet sitesidir- ne kadar kanlı geçtiği anlatılır. 
Bizim rehberin anlatmaması inanılmaz bir durum... Günahı da sevabı da anlatanın başına diyelim detaya girmeyelim.

Yalnız beni en zorlayan kısım o Ağustos güneşinde Arı Burnuna yaptığım yürüyüştü. Sahilden Arı Burnu istikametine yürümeye başladım. Bırakın savaş ortamını, o sıcakta yürümek bile cehennem azabı. Yukarı çıkana kadar 1,5 lt bir su bitiriyor insan. Anzaklar da çetin koşullarda savaşmışlar. İnsan bir zaman sonra her iki tarafa da çok daha fazla saygı duymaya başlıyor...

Daha sonrasında karşı tarafa geçtim. Çanakkale Boğazının diğer yakasına geçtim. Yine şehitlikleri dolaştım. Tabyaları, siperleri, şehitlikleri... Dikkatimi çeken ise, buradaki yabancı şehitliklerin çok bakımlı olmalarıydı. İşte o zaman daha da fazla anlıyor insan... 

Her bilinçli Türk Gencinin gezip görmesi ve zaman geçirmesi gereken bir yerdir Çanakkale Savaşlarının olduğu yer...  

İşte yukarıdaki video beni o zamanlara götürdü...

Bugün kızım istiyor Çanakkale ve Anıtkabire gitmeyi. 
Kısmetse bu nisanda Ankara'ya, önümüzdeki yıl da Çanakkale'ye götüreceğim. 

İnşallah sizlerde bir gün çocuklarınızı götürürsünüz.
Gözümdeki yaşları silerken hepinize mutlu günler dilerim.
Allahasmarladık

Sevgi ve Saygılarımla.
Hakan

Bakmanızı tavsiye ettiğim siteler:
http://www.ataturk.net/imp/canakkale.html
http://www.gallipolidigger.com/
http://www.anzacsite.gov.au/2visiting/tr/trwalk_intro.html
http://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%87anakkale_Sava%C5%9F%C4%B1

Modern Zamanın Anlatıcılarından Sunay Akın'in anlatımı ile Çanakkale:
Ertuğrul Uçağı ve Nusrat Mayın Gemisi'nin hikayesi:
Savaş Hikayeleri 2: